Cin Deneyimleri Ebook Tooltip Ebooks kunnen worden gelezen op uw computer en op daarvoor geschikte e-readers. Yaşanmış Cin Vakaları

Bu kitapta; anlatıcıları tarafından gerçekten de yaşandığı iddia edilen cin vakalarına dair bir derleme okuyacaksınız. Hikayeleri toplarken vakaları bizzat yaşayan yahut birinci dereceden yakınlarının tecrübelerini aktaran gerçek kişilerin anlatımlarını özenle seçtim. Bunlara bir tane de halk arasında yaygın, kalıplara uygun halk hikayesi ekledim. Edebi kaygı yahut kurgu görüntüsü veren anlatımları dikkatle eledim. Ancak yer verdiğim bazı (bir-iki) hikayelerin “bilinçli” uydurma yahut kurgu olma ihtimali olsa da konuyla ilgili temel kalıpları içermeleri nedeniyle yaptığım derlemede yer vermekte mahzur görmedim.
Cinlerin varlığı her ne kadar tartışmalı bir konu olsa da ve ben de dahil olmak üzere birçok kişi, konuya pozitif bilimler açısından yaklaşılması gerektiğini düşünse de yahut cin dediğimiz şeylerin, nitelikleri tartışmalı olsa da ortada tartışmasız bir fenomen olarak cin vakaları var. Bu yadsınamaz. Bir kısım insanlar, cin kaynaklı olduğuna inandıkları bazı hadiseler yaşıyorlar. Her ne kadar benim de içinde bulunduğum pozitif bilimci gurup, söz konusu olayları; bilimsel temelli olarak ve mantık kuralları çerçevesinde açıklama eğiliminde olsalar da bu tavrımız; söz konusu fenomenlerin gerçekten de yaşandığı hakikatini inkar etmemizi gerektirmiyor. Sonuçta pek çok insan, doğaüstü olarak nitelendirdikleri, sıra dışı, ilginç ve bazen gerçekten de açıklanması çok zor olaylar yaşıyorlar. Bu tip deneyimler yaşayanların anlattıkları hikayelerin sebep sonuç ilişkileri ve muhtelif açıklamaları üzerinde uzun uzun tartışabiliriz gayet tabii olarak. Ancak bütün bunlar, nihayetinde birer bakış açısı olmanın ötesine geçemez. Kesin olan yaşanan olaylardır. Gerisi yorumdur. Gerisi inanç meselesidir.
İşbu sebeplerden dolayı öncelikle; bu tarz hadiseler yaşayanların samimi anlatımlarını toplamakla başladım işe. Bu safhada “Cin diye bir şey yoktur, hurafe bunlar…” vb. toptancı tepkilerin lüzumu yok. Zaten bu çalışmanın amacı da cinlerin varlığını ya da yokluğunu kanıtlamak değil. Bu kitap -bilhassa halihazırda yayına hazır bulunan elinizdeki mevcut versiyonu- daha ziyade korku hikayeleri sevenlerin, cin öykülerine “geleneksel” anlayışla inananların seveceği bir yapıda. Gece yarısı tüyleri ürpere ürpere okuyacakları, belki okuduktan sonra ışıkları söndürmeden yatamayacakları korkunçlukta, onlarca cin hikayesi içeriyor. Üstelik anlatıcıları tarafından bizzat yahut birinci derecede yakınları tarafından gerçekten de yaşanmış hikayeler… Korku, bilhassa cin hikayeleri seviyorsanız, elinizdeki kitap, mevcut haliyle tam size göre…
Ancak elinizdeki eserin asıl amacı bu değil. Kitabın ilerleyen sürümlerinde, belki de yekünde sayısı yüzleri bulacak cin hikayesi üzerinden sosyolojik analizler yapmayı amaçlıyor. İlk etapta hikayelerin yayına sunulma sebebi ise yapılacak sosyolojik ve psikolojik analizlere dair okuyucuda belirgin bir altyapı oluşturmak. Cin hikayelerinin ilginç bir özelliği var: Tek tek okunduklarında; gerçekten de korkutucu, ürpertici hatta birçoğumuz için benzer anıları harekete geçirici nitelikteler. (Şahsen ben “geleneksel anlamda” cinlere inanmamakla birlikte, bazı hikayeleri edite ederken tüylerimin diken diken olduğunu, ürperdiğimi hissettim.) Ancak cin hikayelerinin ortak kalıplarını, içlerinde yer alan evrensel ve yerel arketipleri, içlerinde gizlenen muhtelif mesajları görebilmek için topluca, karşılaştırmalı olarak okunmaları ve analiz edilmeleri gerekiyor. Söz konusu hikayelerin bir araya toplanmasının sebebi bu. Hikayelerin tekil ürkütücülüğünden sıyrıldığınız an; edebi kurgu olmayan hemen her cin hikayesinin, birbiriyle bağlantısız gibi görünen diğer hikayelerle ne kadar da uyumlu ve tutarlı olduğunu görebilirsiniz. Bütün bunların bir sosyolojisi, psikolojisi var tabii ki. Amaç da zaten onları ortaya çıkarmak. Ancak sözünü ettiğim; nisbeten daha akademik sayılabilecek kısımlar, yakın sayılabilecek bir gelecekte kitaba eklemlenecek. O zamana kadar, konunun sadece korku hikayeleri kısmıyla ilgilenenlere korku dolu anlar, iyi okumalar dilerim…

Sinan ÖZGENÇ